Özgürlük ve çalışma kavramlarını bir araya getiren yeni nesil çalışma modeli: dijital göçebelik. Geleneksel çalışma kültürüne karşı güçlü bir rakip. Adını daha sık duymaya başlaman tesadüf değil çünkü dijital göçebe sayısı dünyada hızla artıyor.
Bu yazıda dijital göçebeliğin yükselişini tetikleyen başlıkları konuşuyoruz. Belki sen de bir dijital göçebe adayısındır ve bu bilgiler işine yarar, kim bilir?
Dijital göçebelik ne demek?
Belki bilmiyorsan, dijital göçebelik kısaca; yerleşik olmayan bir yaşam tarzıyla çalışmak demek.
Çalışıyorsun ancak nerede ve nasıl olduğu tamamen sana bağlı:
Ülkeni seç,
Çalışma saatlerini,
Kimlerle olduğunu,
Nerede konakladığını,
Nasıl yaşadığını.
Yaşamının kontrolünü toptan ele almak da denebilir. Sırtında çantayla sadece senin patron olduğun bir yaşam hayal et.
Kimine göre sadece bir kavram, belki de kavramdı. Artık tam anlamıyla bir yaşam tarzı. Öyle ki ülkeler, insanlara bunun için vize dahi veriyor. Hatta her yıl daha fazla ülkenin dijital göçebe vizesi verdiğini duyuyoruz.
Dijital göçebelik neden yükselişte?
Bu soruya tek kelimeyle cevap verilseydi “özgürlük” demek doğru olurdu.
Aslında bütün yollar bu kelimeye açılıyor:
Çalışma saati özgürlüğü,
Lokasyon özgürlüğü,
Yeni insanlarla dilediğin yerde tanışma özgürlüğü,
İstediğin ülkeye seyahat ederken çalışma özgürlüğü,
Senin için ne önemliyse, çalışırken neyi yapmak istiyorsan onun özgürlüğü.
İkincisi ise “evrim” olurdu, çağın evrimi:
Yapay zekanın,
Teknolojinin,
Çalışma kültürünün,
İnsan jenerasyonun (Bkz: Gen Z),
Düşüncelerin evrimi.
Dijital göçebeliği yükselişe geçiren konuları sosyolojik, psikolojik ve demografik açıdan ele almak mümkün. Bu yazıda hepsinden birer parça bularak geniş bir perspektif kazanacaksın.
1. Esnek çalışma saatleri
Geleneksel çalışma kültürüyle sorunu olmayan kaldı mı? Artık insanlar 9-5 ofise gidip gelmek istemiyor, üstelik ofiste yapılan işlerin neredeyse tamamı uzaktan da yapılabiliyorken.
Dijital göçebelik öyle değil. Çalışırken dilediğin kadar esnek olursun. Kendi çalışma saatlerini belirlerken tamamen kendi insiyatifini kullanırsın.
Bu daha önce tatmadığın bir özgürlük hissini de beraberinde getirir. Muhtemelen tüm uzaktan çalışan kişiler bu hisse bağımlı. Öyle ki çantanı sırtına takıp göçebeliğin yolunu tutabiliyorsun.
Yani bu hızlı yükselişin en güçlü sebeplerinden biri de insanların esnek çalışabileceklerini fark etmiş olmaları!
2. Lokasyon bağımsızlığı
Dijital göçebelik, herkesin kendine göre bağımsız olabildiği ve seçimler yapabildiği tam özgürlükçü bir anlayış. Dört duvar yerine 7 kıtada olabileceğin tam bağımsız bir iş modeli.
Dört duvar arasına sıkışmaktansa dünyayı ofis yapmak dijital göçebeliğin şanından. İster bir dağda huzur bulursun ister Goa’da bir plajda. Kafana hangi mekan estiyse orası senin ofisindir.
İşte bu konfor, modern insanın dünyaya olan özlemiyle de örtüşüyor. Bu sebeple daha fazla insan dijital göçebeliğe geçiş yapıyor:
Hayali dünyayı gezmek olanlar,
Yeni insanlarla tanışmayı tutku haline getirenler,
Daha iyi yaşam şartlarına sahip ülkelere seyahat etmek isteyenler,
Yeni kültürlere merakı olanlar,
Tüketim yerine deneyime odaklananlar, dijital göçebe olup dünyanın herhangi bir ülkesinde bir araya geliyor.
Hangi lokasyonda olduğunun hiçbir önemi yok. Sevdiğin, yaşamak istediğin; şartları iyi olan bir ülke, şehir veya köy olabilir. Tabii internet bağlantısı, elektrik ve iletişim devamlı olmalı.
Konaklamalar da haftalık, aylık veya yıllık yapılabilir. Sabit kalmak ya da devamlı hareket halinde olmak kişiye bağlı bir karar.
3. Değişen çalışma kültürü
Şirketler, dijital varlıklarını güçlendirmek için epey sermaye harcıyor. Bu da çalışma kültüründe köklü değişimlere neden olabilecek bir faktör.
Dijital ortamdaki hizmet alanlarında çalışmanın tek şartı bir bilgisayara ve internet bağlantısına sahip olmak. Bu da alanında uzman kişilerin dijital göçebe olma yolculuklarına zemin hazırlıyor.
Şu kişiler daha avantajlı:
Pazarlama uzmanları,
Yazarlar,
İçerik üreticileri,
Editörler,
Çevirmenler,
Yazılımcılar,
Grafik tasarımcılar,
Eğitmenler,
Fotoğrafçılar,
Seslendirme sanatçıları,
Ve daha birçok grup.
İnsanlar, değişen çalışma kültürü nedeniyle 9-5 çalışmayı ve tek bir yere bağımlı olmayı anlamsız bulmaya başladı. Kesinlikle haklılar! Özellikle yukarıda sıralanan meslek gruplarının bir lokasyona ve zaman dilimine bağımlı olması için sayılabilecek nedenler çok az.
4. Yeni Gen Z
Dijital göçebelerin yaşları incelendiğinde Gen Y önemli bir konuma sahip. Epeydir bu yükü tek başına sırtında taşıyan Gen Y, yerini yavaş yavaş Gen Z ile paylaşmak üzere.
MBO Partners verilerine göre şu an dünyadaki dijital göçebelerin yüzde 58’ini Gen Y, yüzde 21’ini ise Gen Z oluşturuyor. Yeniliklere açık olan Gen Z, topluluğun yüzde 58’ini oluşturan Gen Y ile çoktan tanıştı ve etkileşime girdi bile.
İşsizlik, kötü çalışma şartları ve ekonomik koşullar da refah bir yaşam sürmek isteyen Z kuşağını dijital göçebeliğe itiyor. Yani bu kültürün günden güne daha fazla özümsenmesi tesadüf değil.
Bu durum belki de belirli sektörlerde dört duvar arası çalışma sisteminin yok olacağına (belki de yok edeceğimize) bir işaret. Çünkü uzak değil, çok yakın bir gelecekte Gen Z her masada var olacak.
5. Evrilen dijital çağ
Evrim sadece canlılarla sınırlı değil, çağımız da insan evrimiyle birlikte sürekli değişmeye mecbur. Bugün yapay zekayı bu evrime borçluyuz. Bitmeyen merakımız, çağımızı ileriye taşırken iş yükümüzü de hafifletiyor.
Yeni teknolojiler aynı zamanda yeni iş kolları demek. Yapay zekanın gelişimi ve iyileştirilmesi için daha fazla çalışana ihtiyaç duyuluyor.
Örneğin, uzaktan yapılabilen Prompt Engineer yani Prompt Mühendisliği adında yeni bir meslek doğdu bile.
6. Dijital göçebe vizesi
Dijital göçebeler için vize uygulaması büyük bir avantaj. Yasal olarak kendi paranı kazanman ve çalışma iznine sahip olman için gerekli.
Üstelik her yıl yeni bir ülke dijital göçebe vizesi verdiğini duyurarak yeni insanların teşvik olmasını sağlıyor.
Şu anda 50’den fazla ülke dijital göçebe vizesi veriyor ve bu ülkelerden bazıları:
Avrupa’da:
İspanya,
Portekiz,
Yunanistan,
Norveç,
Estonya.
Orta ve Güney Amerika’da:
Kolombiya,
Arjantin,
Panama,
Ekvador,
Meksika.
Asya’da:
Malezya,
Güney Kore,
Tayland.
Dijital göçebe vizesi veren ülkeler, turist çekme avantajı kazanarak karşılıklı fayda odaklı ilişkiler inşa ediyor. Bu durum göçebelerin ziyaret etmek isteyeceği alanların genişlemesi anlamına gelirken dünyayı gezmek isteyenler için de iyi bir fırsat.
7. Düşük yaşam maliyetleri
Dijital göçebeler, yerleşik olmayan yaşamları sebebiyle yerleşik olan birine göre daha az masraflıdır. Bu da ekonomik zorluğa dayalı bazı engelleri kaldırır.
Ancak toplum arasında bu işi yapmanın yalnızca zenginlere özgü olduğunu iddia eden yanlış bilgiler ve inanışlar da mevcut.
Fakat gerçek deneyimler, dijital göçebeliğin düşük maliyetli olduğunu gösteriyor. Mesela şunlar yok:
Fatura giderleri,
Gereksiz alışverişler,
Mobilya masrafları,
Fazladan vergiler.
Ama bunlar var:
Minimalist yaşam,
Az eşya,
Yüksek standartlar,
Birikim imkanı.
Halen dijital göçebe olmak için zengin olunması gerektiğini mi düşünüyorsun? Düz mantık düşünür ve bu deneyimi yaşamamış insanlara kulak verirsen buna inanman normal.
Eğer Türkiye’de aldığın maaş ile yaşayabiliyorsan hem uygun fiyatlarla konaklayabileceğin hem birikim dahi yapabileceğin ülkeler bulman hayal değil. Cebinde Türk Pasaportu ve Lirayla dijital göçebelik yapmak istiyorsan bağlantıya tıklayarak Gizem’in deneyimlerini okuyabilirsin.
8. Kolay erişilebilirlik
Dijital göçebelik artık sanıldığı kadar zor olmaktan çıktı. Eskiden ulaşılması zor olan şeyler artık daha erişilebilir konumda. Bu bölümü okuyan eski dijital göçebeler, “Nerede o eski göçler” diyebilir.
Hayat kolaylaştıran bazı mobil uygulamalar, göçebelerin konaklamadan sosyalleşmeye kadar birçok ihtiyacını gidermesini sağlayan özellikler içeriyor:
Nomadlist: Şehir maliyetleri, internet hızları ve avantajlarını hızla öğrenme.
Couchsurfing: Yerel insanlarla tanışarak uygun fiyata konaklama.
Skyscanner: Binlerce havayolu şirketi arasında en ucuz uçağı bulma.
Citymapper: Şehirde kullanılan otobüs hatlarını keşfetme.
Wise: Her yerden ödeme alma ve ödeme gönderme. (Türkiye ile çalışma sistemleri değiştiği için detaylara bi bakman gerekebilir.)
Slack: Müşterilerinizle iletişim kurma.
Hacker Paradise: Dijital göçebe topluluk etkinliklerine katılma.
Konaklama yeri bulmayı kolaylaştıran siteler ve dijital göçebelerden oluşan topluluklar mevcut. Yeni dijital göçebe adayları için süreci basitleştiren birçok olanak var.
Dünyada dijital göçebelik ne boyutta?
Dijital göçebelik, 2020 pandemi yılı ardından büyük bir sıçrayış yaşadı. O tarihten beri dünyada 20 milyon olan göçebe sayısı bugün 40 milyonu geçerek 2 katından fazlasına ulaştı.
Yaşam kalitesini artıran ve mutluluk yaratan her şey insanlar tarafından kabul görmeye açık. İstatistikler de dijital göçebelerin mutlu olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 80’i işinden çok memnun olduğunu, yüzde 9’u ise memnun olduğunu bildirmiş. (MBO Partners)
Tüm bu sebeplere bağlı olarak, 2024 yılında 40 milyona ulaşan dijital göçebe sayısının artmaya devam ederek 2030 yılına kadar 60 milyonu geçeceği düşünülüyor. (WYSE)
Özetle
Dijital göçebelik kendinden yükselmiyor; birtakım özgürlüklerin kazanımı, teknolojik gelişmeler ve değişime uğrayan çalışma kültürü, dijital göçebe sayısının artmasına ana neden. Bu yazıda hepsini konuştuk ve soru işaretlerini gidermeye çalıştık.
WorkFreely olarak dijital göçebe, freelancer ve uzaktan çalışanların ilgisini çekecek bilgilendirici, keyifli içerikler hazırlıyoruz. Dilersen buraya tıklayarak kategorideki diğer dijital göçebe arkadaşlarımızın deneyimlerini okuyabilirsin.
Gelecekteki içeriklerimizden haberdar olmak için topluluğumuzu takip etmeyi unutma! 😃
Comments