LinkedIn, tüm freelancerların ağlarını genişletmek ve müşteri kazanmak için kullandığı en etkili platformlardan biri. Bu platformda birçok iş fırsatı mevcut ancak bazılarını kaçırıyor olabilirsin. Bunun nedenlerinden biri de gönderdiğin hatalı mesajlar olabilir.
Peki, bir mesaj nasıl satışa dönüşür? Bu yazıda bu sorunun cevabını bulacak ve LinkedIn’de mesajlarına dönüş alma şansını artıracaksın. O halde satışa dönüşme ihtimali yüksek bir mesajın nasıl olması gerektiğine birlikte bakalım!
Neden iyi mesaj yazma becerisine sahip olmalısın?
“Mesaj işte, at geç.” diyebilirsin. Ancak günümüzde işler böyle yürümüyor. Sen 5 cümleyle kendini tanıttığın bir mesaja dönüş almayı beklerken, potansiyel müşterilerin ilk cümleyi okuduktan sonra sohbeti kapatıyor. Çünkü ona kıvılcım yaratacak bir mesaj sunmuyorsun.
2024 yılında bir iş teklifi mesajını yapay zekaya yazdırmak da mümkün. Eminim ki pek çok insan burada ürettiği benzer ve reklam kokan cümlelerle birbirinin mesaj kutusunu spam çöplüğüne çeviriyor.
Bu arada kesinlike yapay zekadan destek alabilirsin. Ama sakın bir mesajı baştan sona AI’ya yazdırma. İlk taslağı mutlaka kendi duygularınla yazmaya çalış. Ardından ufak düzenlemeler yapması için AI kullanabilirsin.
Yaygınlaşan klişe mesajların bir artısı da var: sade ve insani mesajların dikkat çekiciliğini günden güne artıracak gibi görünüyor. Yani artık farklı olarak nitelendirilenler, aslında geçmişte normal olan şeyler olabilir.
Bu yüzden neyi AI'dan farklı yapabilirim, nasıl dikkat çekerim? sorularının peşine düş. Parlayan bir elması kimse görmezden gelemez.
Mesajlarındaki sorunları fark et
Halihazırda bir freelancer olarak birçok kez LinkedIn üzerinden mesaj göndererek müşteri kazanmayı denemiş olabilirsin. Peki, bu mesajlardan kaçına yanıt aldın?
Unutma, bu dönemde olumsuz bir yanıt almak bile bir başarı sayılır. Çünkü çoğumuz, yurdum insanının gelişmiş ghosting becerileri sayesinde olumsuz bir geri bildirim dahi alamayabiliyoruz.
Sorunları fark etmek için mesajların tümünü gözden geçir:
Cevap alamadıkların,
Olumlu yanıt aldıkların,
Olumsuz cevap aldıkların.
Şimdiyse mesajlarının ilk ve son cümlesini kontrol et, nasıl başladılar ve nasıl bittiler? Olumlu ve olumsuz yanıtların ortak noktalarını belirleyerek farkları ortaya koy.
Örneğin, şu şekilde bir değerlendirme yapabilirsin:
“Kendimi tanıtarak başladığım mesajlar dönüş almıyor. Demek ki tanıtım bölümünü kısaltmalı ya da komple kaldırmalıyım.”
“Daha önce etkileşimde bulunduğum kişilerden daha fazla olumlu yanıt almışım. Yani etkileşimde olduğum kişilere mesaj göndermeliyim.”
Sonrasında yapman gereken mesajlardaki iyi noktaları artırmak, kötü noktaları ise azaltmak. Bu stratejiyi Coursera “The Strategy of Content Marketing” kursunda öğrendim ve o zamandan beri birçok alana uyarlayarak faydasını gördüm.
Kendini tanıtmakla zaman harcama
2015 yılında yapılan bir çalışmaya göre ortalama bir insanın dikkat süresi 8,25 saniye. (Supportive Care ABA)
Yani kendini tanıtmak bir yana, istediğin mesajı aktarmak için bile çok kısa bir süre.
Özellikle LinkedIn gibi bir platformda, birinin seni tanıması için profiline bir tık yapması yeterliyken; uzun uzadıya kendini tanıtmak iyi bir fikir değil. Ayrıca seni tanımayan birinin seni tanımak için motivasyonu da olmayabilir. Eğer bunu isterse sen söylemeden profiline girerek yapabilir.
Dolayısıyla mesajında tanıtım kısmını çıkarmanı öneririm. Kendini tanıttığın o ilk cümleler ne kadar uzun olursa, mesajına yanıt alma olasılığın o kadar azalır. Mesajın devamının okunması için daha ilk cümlelerde bir kıvılcım yaratmaya odaklanmalısın.
İlk cümlelerle kıvılcım yarat
“İşinizi daha kolay büyütmek istemez misiniz?” Evet isterdim, ama sen muhtemelen spam bir mesajsın.
Bu gibi klişe bir mesajı sohbet kutusunda gördüğünü düşünün. Mesaja ilgi duyar mıydın, açmak için heyecanlanır mıydın?
Muhtemelen çoğu kişi tıklamaz, otomatik bir mesaj olduğunu düşünüp geçerdi. Zaten kim herkese aynı şekilde gönderilen bir mesaja ilgi duyar ki? Bu yüzden kişiye özgü, spesifik ve hikayeleştirilmiş özel mesajlar atmalısın.
Bu fikri destekleyecek bir çalışma mevcut:
Marketing Charts’ta yapılan bir araştırma, kişiselleştirilmiş mesajların daha fazla dönüşüm aldığını ortaya koydu. (Marketing Charts)
Önce etkileşime girebilirsin
Potansiyel müşterine mesaj göndermeden önce uygulayabileceğin etkili yöntemlerden biri de öncesinde etkileşim kurmak. Yani önce onu tanımalı ve seninle küçük de olsa bir bağ kurmasını sağlamalısın. Örnek olarak paylaştığı bir postu beğenip yorum yapmak en basit yoldur.
Hatta onun veya senin bir sorunuyla ilgili sohbet havasında bir mesaj atabilirsin:
“Selam Arda, geçen hafta X sorundan bahsetmiştin, çözebildin mi?”
Bu ve benzeri sohbetler ağını genişletir, ihtiyaç duyduğunda destek almanı sağlar ve potansiyel müşterilerin sana gelmesini kolaylaştırır. Amaç anlık müşteri kazanmak da değil, ilerleyen dönemde müşteri edinme şansını da kazanmak.
Unutma; güçlü bir ağ, kariyerinin en önemli güvencelerinden biridir. Bu yüzden “Freelancerlar İçin: Ağını Genişletmenin 5 Yolu” adlı yazımızı da okuyabilirsin.
Etkisiz bir LinkedIn mesajı örneği
“Merhaba, ismim Ahmet. Ankara’da yaşıyorum. XX okulun XX bölümünden mezunum. Sosyal medya uzmanıyım. Hesaplarınızı büyütmeye yardımcı olabilirim.”
Özünde gayet normal, olması gereken bir mesaj. Fakat biz ona günümüz şartlarında etkili olmayacak bir mesaj da diyebiliriz. LinkedIn kullanıyorsan zaten bu bilgiler profilinde mevcut. Neden 8 saniyelik dikkat süresini bunlarla harcayasın ki? Dediğim gibi, mesaj normal ancak etkisiz.
Günümüzde özellikle freelancer olarak ağını genişletmek istiyorsan, sıradanlıktan uzaklaşıp ilgi çekici olmak bir zorunluluk. Bir sonraki maddede yer alan iyi örnekle ne demek istediğimi daha net anlayacaksın.
Etkili bir LinkedIn mesajı örneği
“Merhaba Tuğçe, az önce web sitende dolaşırken birkaç eksiklik fark ettim. Metin yazarı olduğum için gözümden kaçmadı. İçeriklerinde X konuda büyük bir eksiklik gördüm. Bu alanda bir hizmet alıyor musun? Bunu düzeltecek çözümlere başvurursan sitenin ziyaret edilme oranı artabilir. Hatta sana geçtiğimiz ay benzer bir sorunu çözdüğümüz çalışmadan bahsedeyim...”
Görüldüğü üzere reklam kokmayan, uzun uzadıya kendini tanıtmayan, sohbet havasında iyi bir mesaj. İlk cümlende “Web sitende dolaşırken” diyerek potansiyel müşterini zaten etki altına alıyorsun. Hiç kimse kendi sitesiyle alakalı bir yorumu okumadan geçmek istemez. Şimdi daha iyi anlıyor musun?
Hatta bu mesaj satışa dönüşmese bile iletişimini sürdürmeye devam edebileceğin bir bağ kurmuş olduğun için yine artıdasın. Bu, olumlu yanıt almaktan bile daha değerli.
Unutma: herkes müşterin olmak zorunda değil ancak sen ağını genişleterek potansiyel müşterileri etrafında tutmak zorundasın.
Dikkat çekme sanatı
Günümüzde dikkat çekmenin pek çok yolu yaratıcılıktan geçiyor. Bu durum LinkedIn mesajları için de geçerli.
2024’te dikkat çekici olmakla ilgili biraz fikir sahibi olman için birkaç örnek vereceğim. Böylelikle günümüzde dikkat kazanmanın ne kadar farklı bir yöne evrildiğini anlaman kolaylaşacak.
Mesela geçen gün bir kişinin CV’yi pizza kutusu tasarımı üzerinde sunduğunu gördüm. Fotoğrafı yayınlayan kişi, “Pizza kutusu üzerindeki bir CV’yi kim görmezden gelebilir ki?” yazmıştı. Hayret ettim ve hak verdim. Bunu farklı şekillerde LinkedIn mesajına neden uygulamayasın?
Geçtiğimiz günlerde New York’ta bir ziyaretçi, sergide ayakkabısı kenara koymuş ve herkes onun bir sanat eseri olduğunu düşünerek fotoğraflarını çekmişti. Oysa sıradan bir ayakkabıydı, öylece durmasına rağmen dikkat çekiyordu.
Buradan çıkarılacak ders ne?
Kendini koyduğun konum,
Kendini tanıtma şeklin,
Vitrinin,
Vizyonun ve yaratıcılığın; dikkat çekmek için sahip olduğun en önemli araçlar.
Özetle
LinkedIn, yıllar geçmesine rağmen freelancerlar için halen en temel sosyal medya platformlarından biri. Burada paylaştıkların, iletişimlerin ve attığın mesajların her biri sana müşteri olarak geri dönebilir. Bu nedenle LinkedIn mesajı atarken klişe ve robotsu ifadelerden uzak durman gerek. Bu noktada samimi olmak, duygu paylaşmak çok daha etkili bir yol.
Bu yazıda LinkedIn’de mesajlarına dönüş alma şansını artıracak ipuçlarından bahsettik. Artık mesajlarını gözden geçirebilir ve yeniden yapılandırabilirsin. Umarım paylaştığım fikirler LinkedIn’de atacağın mesajlar üzerinde etkili olur.
Son olarak, LinkedIn’i etkili kullanmakla ilgili rehber niteliğindeki yazımızı okumak için buraya tıklayabilirsin.
Freelancer, uzaktan çalışan ve dijital göçebe dünyasına dair daha fazla içerik için takip et!
Comments