Bağımsız Çalışanlar için LinkedIn Hackleri
- denizbinici
- 21 Nis
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Nis
Hızla büyüyen Bağımsız Çalışanlar Topluluğu ile geçtiğimiz günlerde ilk etkinliğimizi gerçekleştirdik. Bu etkinlikte birbirimize destek olma ve iş potansiyelimizi artırma amacından yola çıkarak LinkedIn’i daha doğru ve daha aktif nasıl kullanabiliriz diye konuştuk.
Doğrusu oldukça yol gösterici ve kafa açıcı olan bu etkinlikte konuşulanları inceleyerek senin de freelance yolculuğunda yeni ve parlak adımlar atacağına inanıyorum.
LinkedIn freelancerlar için neden önemli?
İlk olarak LinkedIn’in freelancerlar için önemi üzerine istişare edilen etkinlikte Gizem, Pelin ve Hilal’in önemli katkıları olduğunu söylemeliyim.
Arkadaşlarımız kendi gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak aktardıkları bazı örneklerle LinkedIn’in potansiyelini anlamamıza yardımcı oldular.
Peki, Instagram, X, Facebook, YouTube ve daha pek çok sosyal medya platformu varken neden LinkedIn’i seçmelisin?
Diğer sosyal medya platformlarından farklı olarak LinkedIn çalışanların ve işverenlerin bir araya geldiği bir platform. Bu ne demek?
Bu platformdaki kişilerin bir kısmı kendi çalışma stiline uygun ve aynı frekansta iletişim kurabileceği birileriyle çalışmak üzere iş arıyor. Bir kısmı ise kendi ihtiyacına, bütçesine uygun ve en önemlisi özgün bir bakışa sahip çalışan arıyor.
Tabi bu kişiyle iletişim dilinin tutması da öncelikli bir arayış.
Dolayısıyla LinkedIn diğer sosyal medya platformlarına göre daha kalifiye bir müşteri potansiyeline sahip. Bu yüzden LinkedIn’i stratejik bir şekilde kullandığında keşfedilme şansın daha yüksek.
İkinci olarak LinkedIn’in önemini Gizem çok güzel ifade etti:
“LinkedIn freelancerlar için bugün verdiğin emeğin 3 yıl sonra da sonucunu alabildiğin bir yer.”
Yani LinkedIn freelancerlar için sürdürülebilir bir platform. Diğer platformlardan iş almanın daha güç olduğunu deneyimleyen Gizem, bu güçlükten dolayı da emeğin ucuzladığını ekledi. Bu ise hiç istemediğimiz bu durum.
Samimiyetle ve gayretle paylaşım yaptığınızda LinkedIn ile hem yeni müşterilere ulaşabilir hem de eski ilişkilerini rahatlıkla sürdürebilirsin. Üstelik emeğimize samimiyetle değer verilmesi ise eminim hepimizin önceliği.
Freelancerlar için LinkedIn nasıl bir alan olmalı?
LinkedIn’i pek çok amaç için kullanabilirsin. Ancak nihayetinde niyetin potansiyel müşterilere ulaşarak iş ağını genişletmek ve daha fazla para kazanmaksa LinkedIn’i bir pazarlama alanı olarak kullanman en mantıklısı.
Gizem’e göre LinkedIn’i bir pazarlama alanı olarak kullandığında bazı noktalarda farkını ortaya koyarak pek çok kazanım sağlayabilirsin:
Karakterini özgün bir şekilde gösterebilirsin.
Müşterilerin güvenini kazanmaya odaklanırsın.
İşindeki yetkinliğini sergileyebilirsin.
Hangi müşteriye nasıl bir katkıda bulunabileceğini gösterirsin.
Markaların da en temelde yaptıkları kendilerinin özgün yanlarını göstererek müşteri potansiyelini genişletmek. Freelancer olarak biz de bir markayız.
Doğal olarak tıpkı bir marka yaklaşımıyla neyi iyi yaptığın ve neden tercih edilmen gerektiği gibi müşteri için çekicilik oluşturacak noktaları postlarınla öne çıkarabilirsin.
Ne zaman paylaşım yapmalı?
Tamam, paylaşım yapalım kendimizi bir marka gibi tanıtalım ama her paylaşım istenilen görünürlüğe ulaşamıyor. Peki, postları ne zaman paylaşalım?
Bu sorunun cevabını etkinliğe katılan yazılımcı Erhan Ürgün verdi. Erhan meraklı olduğu LinkedIn algoritması konusunda bence çok spesifik bilgiler paylaşarak işimizi kolaylaştırdı.
Pazartesi günü hafta başlangıcı olduğu için toplantıların yoğun olduğu bir gün. Bu nedenle çalışanlar sosyal medyaya fazla vakit ayıramıyor. Dolayısıyla postlar çok fazla görüntülenmiyor.
Cuma günü de haftanın son günü. Tamamlanması gereken pek çok iş var ve iş çıkışları ise en sevdiğimiz :) Bu nedenle paylaşımların görünürlüğü az oluyor.
Paylaşım için altın günler Salı, Çarşamba ve Perşembe. Özellikle sabah saat 8.00 ila 10.00 arasında paylaşılan gönderiler daha fazla kullanıcının önüne çıkıyor.
Buna ek olarak yine aynı günlerde saat 12.00 ila 14.00 arası yemek saatine denk geldiği için görülmenin arttığı saatler. Mesai bitimine denk gelen 17.00 ila 18.00 arası da gönderiler için altın saatler arasında yer alıyor. Programına bu saatler daha çok uyuyorsa bu saat aralıklarını değerlendirebilirsin.
Hafta sonları ise 17.00’den sonra yapılan paylaşımlar daha çok kişiye ulaşıyor.
LinkedIn’in planlama özelliği ile paylaşım saatlerini planlayabilirsin. Yoğun bir tempoya sahipsen bu oldukça güzel bir haber bence.
Paylaşımın içeriği hakkında anekdotlar
Gizem’e göre dikkat çekebilmek için paylaşımın içeriği çok çok daha önemli. Kime hitap ediyorsun? Hedef kitlen, dikkatini çekmek istediğin ya da müşterin olmasını istediğin kişi ve gruplar kim? Öncelikle bunu belirlemeli ve hedef kitlene uygun stratejik paylaşımlarda bulunmalısın.
Örneğin bir dans öğretmenisin. LinkedIn’i Instagram gibi kullanıyor ve sadece izlediğin filmler, gezdiğin yerler, yediğin yemekler odaklı paylaşımlar yapıyorsun. Bu durumda dans öğretmeni olarak dikkat çekmeyi ve müşteri bulmayı beklememelisin, değil mi?
Bu tarz paylaşımları hafta sonu yapabilirsin. Hafta içi de işine ve becerilerine odaklanan içeriklerle kendini öne çıkarabilirsin.
Böylece bir yandan işindeki yetkinliğini ortaya koyarken bir yandan da kişisel hayatındaki samimi ve özgün seçimlerinle kim olduğunu sergileyebilirsin.
Bu arada görselin olduğu paylaşımların daha kolay dikkat çektiği de konuşulan konular arasındaydı. Dikkat çekmek istediğin dönemlerde ilgi çekici görsellerle postlarını destekleyebilir, diğer zamanlarda daha metin odaklı paylaşımlarda bulunabilirsin mesela.
Eğer LinkedIn profilini etkili bir şekilde hazırlamak ve platformu daha aktif bir şekilde nasıl kullanacağını öğrenmek istiyorsan şu yazılarımıza da mutlaka göz atmalısın:
Paylaşım sıklığı nasıl olmalı?
Gizem’e göre aslında bu senin vaktine ve ne kadar emek sarf etmek istediğine bağlı.
Eğer zaten yoğunsan ve buraya çok fazla zaman harcamak istemiyorsan haftada minimum 1 içerik paylaşabilirsin.
Ancak bu içeriğin özlü söz ya da selfie şeklinde olmamalı. Zaten az paylaşıyorsun, o zaman içeriklerin de iş odaklı ve hedef kitlene bilgi verecek nitelikte olmalı.
Böylece profilini inceleyen müşteriler işteki becerilerin ve yetkinliğine dair bir fikir edinebilsin.
Eğer buraya daha fazla vakit ayırabileceksen haftada minimum 3 post paylaşmalısın.
İçeriğe önem vererek yaptığın paylaşımlar takipçi sayının artmasında önemli bir rol oynar. LinkedIn’i sürdürülebilir bir alan haline getirmek için haftada 3 post paylaşmak mantıklı olur.
Sahiden bizden çok mu var?
Yiğit’in serzenişi bence hepimizin iç sesiydi:
“Benden çok var, peki ben nasıl öne çıkacağım?”
Bu cümle aynı zamanda hepimizin korkusu diyebilirim.
Yani çok fazla grafik tasarımcı, editör, yazılımcı veya programcı var. Onca kişinin arasından ben nasıl öne çıkacağım ki demek, aynı zamanda benim özgün bir yanım yok demek olabilir mi? Aslında kendimizi saklıyor, yeteneklerimizi hafife alıyor olabilir miyiz sevgili freelancer arkadaşlarım? Bunu bir düşünün isterseniz!
Gizem, bu noktada insanların tüm platformlarda insani bir dokunuş aradığını söyledi. Bence haklı da. Her ne kadar yapay zekâ gelişse de siz de hala navigasyona güvenemeyerek yol sormak için Faruk Eczanesine uğramıyor musunuz? :)
O halde belki de artık gözünü samimiyetle kendine çevirmenin zamanı gelmiş olabilir.
Özgün bir sesin nasıl olacağını sen de merak ettin eminim. Bunun için Doğa’nın LinkedIn profili hakkında epeyce konuştuk. Senin de bu profili incelemeni ve hikâye anlatıcılığının bu içeriklerdeki özgün yansımasını görmeni isterim.
Gizem’in profili de verilen örneklerden biriydi. Bir metin yazarının bir yandan işindeki yetkinliğini gösterirken bir yandan da eğlenceli bir dille nasıl ilgi çekebildiğini görmek, sana da farklı bir bakış açısı kazandırabilir.
Bizim etkinliğimiz gördüğün gibi hem doyurucu hem de ufuk açıcıydı. Umarım bu bilgiler senin de LinkedIn yolculuğunu kolaylaştırır.
Comments